Oradan buradan, bi' de şuradan...



* Herkeşlerde bi' 'Pazartesi Sendromu'; ay allam deliricem! :)
Sanki, son bej-on yıla dek hafta altı gündü, Pazartesi'yi sonradan eklediler, herkeste şok etkisi yarattı da sendromu bile oldu :)
Valla, ya hiç sendrom-mendrom yaşamıyorum, ya da her gün sendromluyum-farkedemiyorum.
Benim için yataktan -bana göre- kargalar kakasını yemeden çıktığım her gün 'Te allam yine mi uyuyamıcem? Ben böle şansın taaaaaaaa...!!!' günüdür ve  böyle bi' sevimsiz, bi' tatsız-tuzsuz, ne bileyim bi' yamık, bi' yılık yanı vardır o günlerin :)
(Yamık'lan yılık Ege şivesinden gelyo, bilmeyenne öyrensin deye didim :)
Bi' de yımırta va'dır, bun' da bilin.)

* Bi' kaç gün önce uyandığım, baktım benim minnak topalak ortalarda yok. 
Hiç adeti değildir, her sabah bana doğru aheste aheste, esneye esneye gelip 'Miyavdın' demeden yapamaz :)
Yatağında, kanepe arkasında, şifonyer altında, yine göbeği serin bi' yere dayayıp, uyudu kaldı kesin dedim :)
Elimi yüzümü yıkadım, kahvemi hazırladım, içiyorum-ayılmaya çalışıyorum; hala ses yok.
Neyse, yedim-içtim, gittim dişlerimi fırçalıyordum ki, uzaktan bi' 'Miv!' sesi geldi.
Kıllandım :)
Aklıma gelen hep başıma geldiğinden, kapıyı açtığım gibi dümdüz balkona yürüdüm.
Evet, sevgilim sabah evden 05:30 gibi çıkarken balkon kapısını kapamış. Benim balkon delisi turuncu minnak kaşla göz arasında balkonda kalmış. Yemiş sabah güneşini balkonda 2.5 saat kadar, şaftı kaymış tüy yumağının :)
Kapıyı açtım ama, bizim asilzade gayet aheste adımlarla, kuyruk dimdik söylene söylene içeri girdi, suratıma ters ters baktı, gitti mutfağın ortasına boylu boyunca uzandı :)
Ya ben sevgilimden önce çıksaydım evden?
O da kapatıp kapıyı gitseydi? 7. katta, balkonda 8-10 saat yalnız :/
Sevgilim gülmekten ağlarken benden fırçayı yedi! Gerçi ben de o sırada sırıtıyordum :) 
Bize ders oldu resmen.
Minnak; hala akıllanmadı tabiside. 
Daha balkon kapısının kulpunu tutmadan dibimde, o minik-pembe burun kapının camına dayalı :)

* Türkçe dersim şahane gidiyor!
Öğrencilerim 'soğuk soğuk karpus' yemeyi ve 'çorap' içmeyi seviyorlarmış!
Olsun, bu da gelişme tabiside :)
Şaka bi' yana, üç temel zamanda 100 den fazla fiil çekiyorlar, gurur duyuyorum nan! :)

* Kitap okuma yalan oldu son iki haftadır.
Bir sayfanın yüzünü açtığım yok.
İş-ev-haftada iki gün ders, beklenmedik bi' misafir, bi' piknik, iki film-bi' sinema, araya bi' proje yetiştirme, eğitimler vs. derken; imdak!
Zengince bi' apla yok mu beni evlatlık alsın? :) (abi de olur) :)))
Ne bi'lim bana ev alsın, o evi eşyayla donatsın, desin ki; kızım ye-iç-yat-oku, arada gez, al sana üj-bej bin harçlık, yay anasını satem! :)
Çok tembelim, çoooook! :)

* Tramvayda eve geliyorum; bi' duraktan 3 tane civan-delikanlı Türk genci bindi.
Başladılar ağza alınmadık küfürlerle kendi aralarında şakalaşmaya.
Öyle küfürler ki; kanatlanmışlar havada uçuşuyorlar!
Bi' durak, iki durak, üç durak derken inecekleri durağa geldiler. Ben de kapı yanında oturuyorum. Tramvay durdu.
''Bi' dahaki sefere daha orijinal küfürler kullanarak konuşun ki, Türkçe bilenler bile anlamasınlar'' dedim.
Suratlar şahaneydi! Pancarla Gül kurusu arası bi' tonda onları durağa heykel ettim.
Bu başıma gelen üçüncü olay burada. Hepsinde ''S.Ella durur mu? Lafı gediğine koymuş'' durumu yaşıyorum burada.
Edepsizler! Sonra ''Türkler kötü!'' oluyor... haklı adamlar, ne desek boş. 
Bizden hakkaten bi' cacık olmaz.

* Loto oynadım, umutluyum.
On melyon Te-Re-Ye cik bi' rakama tekabül ediyo.
Çıkarsa; herkesin evine benden klima! :)
Bas bas paraları yapmayı planlıyorum, akla gelecek en saçma salak şekilde ''para harcama görgüsüzü'' olmaya and içtim!
'Ona veririm-buna bakarım-hayır duası alırım-fakire yardım-fukaraya destek' gibi şeyler deyince yukardaki yemiyor abicim!
Bu sefer de böyle deneyeceğim şansımı; yok adam gibi-mantıklı düşünceler!
Paradan duvar kağıdı yaptırmak isteyen olursa; haberim olsun :)
(Oricınıl-yüzlük bankotlarla hemi de)

* Daha önceki bi' gönderimde bahsetmiştim; 'yeni çıkan yasayla pet shoplarda veya internet üzerinden canlı hayvan ticareti yasaklanıyor' demiştim.
Yasaklamışlar.
İnsanlar çok acayip.
İnsanoğlu dururken, şeytana ne gerek var anlamıyorum.
Bi' tasma gördüm az önce... 1000 Liracık.
Tasmayı alana yanında köpek hediye ediyorlar!
Pes! :/

* Bu ülkedeki evlerin balkonları, genelde totomun çapının iki katı büyüklüğünde oluyor.
Bizimkisi istisna :)
Bi' de balkonlarda su gideri olsa iyiydi.
Balkonun mu var-derdin var arkadaş.
Sileceksin! Silerek temizleyeceksin!
Sefası pek güzel ama silmesi... #£/(>@@>!!!!

* Gazeteleri de acayip zaten, el kadar.
'Ulusal-günlük gazete' deyimini burada şaka amaçlı kullanabiliriz.
Her yerde yerel gazeteler var, tirajları üj bin-bej bin.
Bi' de belediye başkanı ne yemiş, hangi sporcuları bilmem nerede ne kazanmış üzerinden gidiyor haberler.
Gel de arama şimdi, gazeteyi nasıl katlayacağımı bilemeden yaptığım iki saatlik Pazar sabahı kahvaltılarını.
Eklerini bile özledim yav :/

* 4. katta yaşayan, sürekli karşılaştığım komşuma pek sempatik geldiğimden olacak, beni her gördüğünde yüzündeki kocaman gülümsemesiyle çat-pat Fransızca konuşuyor.
Anladığımdan öyle emin ki; geçiricem bi'gün ağzının ortasına elimin tersiyle- merhabalaştığım tek komşumdan da olacağım.
Olmamak için ne diyoruz?
'Fransızca bile olsa merhaba merhabadır'... günün özlü sözü bu :)

Fotoğraftaki dili ısırmak-yemek serbesttir :)
Saygılar efem...

Görsel: Sahibinin sesi - Sittirella marka

29 yorum:

  1. O dili gerçekten yiyebilirimmm. Çok serseri yaaa.

    Balkonu silmek de neyin nesiymiş. Balkon dediğin mümkünse çıplak ayaklarla şakır şakır yıkanır kardeşim. Hem yıkayınca balkon da 2-3 derece serinler; ferah ferah oturulur balkonda.

    Paradan duvar kağıdı değil ama çok saçma şeylere harcayacağım konusunda garanti verirsem üç beş deste banknot alabilir miyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ye bunun dilini :)
      Serseri lafı pek hafif kalır bunun için :)
      Balkon silmek bir Polonya geleneği olup, itina ile uygulanmaktadır.
      Bi' bilemedin iki metre kare -sözde- balkonlara delik açacak halleri yok ya :)
      Nerde yurdumun iki oda, yarım salon balkonları? :)
      İki deste veririm ama, sen de söz ver; hakkaten saçma salak şeylere harcayacaksın :)

      Sil
  2. Çıbık'ı da unutmayalım:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henkini unutmuşum ben :)
      Çıbık tabisi de, bi' de; gapçık :)
      Ahahahahaha :)

      Sil
  3. yerler fayans ise bir nebzede mozaik türü pütürlü olursa hiç silinmez:)balkona delik açmak zor değil bir plastik hortumla da oluklara sokuluverir oldu da bitti:) ben olsam yapardım:)
    Yumurta kafalı bu herifler burdada kürtçe yada romence küferedip haha a aha hıçkırık tutmuş katır gibi gülerler.İşte napsınlar bunlardan nadir espiri yeteneği olan adam çıkıyor onuda 100 tl lik biletlerle izliyoruz.Bknz:Cem Yılmaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oluk yok ki delik açıp plastikle sokasın.
      Sana ''su gideri yok'' diyorum, alooooo! :)
      Muşamba tabanı bizim balkonun valla, bi' güzel siliniyo, annatamam :)
      Minnaka gelince: balkona hafif metalden bal peteği gibi koruma taktık, boydan boya kapalı, atlayamaz-zıplayamaz ;)

      Sil
  4. ha birde o minnaka dikkat et balkondan falan atlar Allah korusun

    YanıtlaSil
  5. *fotoda sanki bize hareket çekiyo arkadaş :)) ya da sana bilemiyorum. Kediyi balkonda unutan kimse onadır bence :))
    * ben de bi defa lokumu bi defa da Alice'i odada kitli bıraktım. lokumun başına gelen benim hatam ALice'in ki kendi suçuydu salak kapının arkasındaki sabahlığın ipiyle oynamak için kapıya atlayıp durmuş. Kendini kapatmış bi güzel içeri.
    * balkonda kalsa atlamaz mı aşağı? kuşlara sineklere fln? kapalı balkon mu? yapacağı bol bol çiş ve kakaydı onun dışında :)))
    *Türkçe öğretme ne güzel ben de bulsam bir iş. ama herkes Türkçe biliyyyyy burda.
    * ohh küfür edenlere iyi olmuş. bi kere de benim başıma gelmişti. WC de iki salak ergen benim dedikodumu yapıyo ama ingilizce olarak :) çıktım "sizden başka kimse ingilizce bilmiyor dimi" dedim, devam edin. :))) kaçtılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. *Bu sürekli hareket çekiyo ozman :)
      Dil hep dışarda :)
      *Her iki hikayeyi de biliyorum, Alice'in yaptığı hakkaten tam kedi işi :P
      *Atlamaz.
      bkz:bi'yukardakiyorumacevabım
      *İngilizce dersi versene :) neden olmasın? :)
      *Seninki daha iyimiş :) ne dedikodu yaptılar kimbilir :) Bi' onlar biliyo zaten.
      Ahahahaha :)

      Sil
  6. Benim bi azgın kızım vardı; Şelale... henüz 3-4 aylıkken martın m'si gelmeden 4.kattan aşağı atlamıştı. bende hamileyim o zaman, böhür böhür ağlıyorum. sevgilim buldu getirdi şelale'yi, ama gece yine başladı mauvvv mauvvv kudurdu atlıcak illa.
    zaten diken üstünde uyuyorum, "lanet olsun aç kapıyı atlasın gebersin köpek" dedim, mehmet kapıyı açtı şelale aşağı atladı :)))

    şaka bir yana, fenalık geçirip atlayabilirdi seninkide. geçmiş olsun diyim ben.

    balkon için de buharlı süpürgeler var, öyle fayans temizliği için pratik bi yöntem; bakın istersen...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumları okumuyosun de mi? :D
      Oku, ondan sonra 'okudum' de, ben de yorumuna yorum yapayım :)
      Alemsin Derya :)

      Sil
    2. iyi be okudum tamam atlamaz üf :)) okumadım tabi, bi postta yorumlar ediyo. ama kimse okumamış ki herkes "atlamasın?" olmuş :))

      Sil
    3. Olaya başka açıdan bak; herkesin yorumunu aynı anda yayımladığımdan dolayı onlar ''atlamasın'' diyebülerler :)
      Onlar yazarken sıfır yorum vardı çünkü.

      Atlamaz tabisi de :)
      Bi' de buharlı süpürge alıcem, fayans yerine muşamba temizlerim artık :)
      Hehehehe :)
      Şaka bi' yana, alıcam buharlı temizlik zımbırtılarından, her eve lazım bi'şi o.

      Sil
    4. valla biz okuyoz derya hanımcım yorumlardan tut yandaki twitlere kadar bilemiyorum yaaani:O

      Sil
    5. 'İzleyicinin Hası' bende var diyorum, inanmak istemiyorlar bana bi' de :)
      Buyursunlar, burdan yaksınlar :)
      Aslansın Ters Pabuçlar! :)

      Sil
  7. Şimdi bloglarda bilmişlik moda ya! Bir tane de benden gelsin!

    Efenim, Polonya, Rusya, Ukrayna, Kazakistan vs. gibi ülkelerde (biz eskiden doğu bloku ülkeleri diyorduk) kışlar pek bi sert geçer. (Bu kış Ocak ayında Kiev -30 u gördük-ondan evvel ki yıl - 37' yi de yaşadık) Yılın büyük kısmı sert geçen kış şartları, etrafta ne kadar plastik varsa dağıtır, patlatır ya da parçalar. Bu nedenle balkon keyfi o bölgelerde yaygın değildir. Balkonlar da genellikle kapatılıp odaya katılır evlerin küçüklüğünden dolayı!

    Yer kaplaması olarak en ucuz malzeme ve de az su sızdırma özelliği nedeniyle de muşamba türevleri tercih edilir. Bu genelde eski SSCB alışkanlığıdır (maaşlar, emekli maaşları -rüşvet vs alınmıyorsa- ev geçindirmeye yetmez çoğu zaman)

    Yaz oldumu bütün şehir ahalisi yazlık bağ evlerine - Daça lara ( kuzum sizin oralarda ne diyollar bu evlere?) gittikleri içindir ki evlerin çoğu varsa çalışan insanlara teslim edilir ya da okullar açılana kadar boşalır! İnsanlar havuç patates hıyar kabak vs gibi saklanacak ya da turşu kurulacak sebze ile kompostoluk meyve yetiştirip toplarlar. Örneğin Rusya' da " Patates Toplama Günü" olarak ilan resmi tatil günü de vardır.

    Neyse efenim bu ansiklopedik bilgi akışından sonra gelelim dedikoduya!

    Nı nı nı nıııınnn "Önümüzdeki hafta Colette' ler de rakı-balık - muhlaç ziyafetine gidiyoruz. :)))İlk kez canlı canlı kıkırdayacaz karşılıklı!"

    O yargısız balkon tutuklusunun çabucak salıverilmesine çok sevindim. Dilini de yazın açıkta bırakabilir. Kışın Allah muhafaza dışarılarda tutmasın yapılıp kalır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En sondan başlayayım :)
      Kışın kalorifere sırtını veya patilere dayayarak uyuduğundan dolayı, o dil hep dışarda :)
      Yapışmaz ;)

      Nı-nı-nı-nııın haberini kıskandım! :/
      Benim için colette'ciğime sımsıkı bi' sarılıp, yanaklarına da iki öpücük kondurabiler misin çok lütfen? :)
      Kıkırdamazsanız ahım kalır! :)

      Üstten itibaren yazdığın her şeye katılıyorum, yazlık bağ evlerine ne dendiğini inan bilmiyorum :)
      Bahçe ''ogród'' ama ev olsa olsa ''chata'' dır :)
      Ha ''daça'', ha ''hata''... aynı kapıya çıkıyor ne de olsa :)
      Balkon genelde yok. Olanlarında hemen hepsi çıkma balkon, gömme değil.
      Biz şanslıyız, karşılıklı iki sandalye atılacak, ortaya minik bir masa yerleştirilecek büyüklükte, sabah güneşini alıp, akşamüstü gölgede kalan bir balkonumuz var.
      Manzarası da şahane valla :)
      Kedi haklı, benim de hava güzel olduğunda balkondan içeri giresim gelmiyor.
      (Şu anda buz gibi, şakır-şukur yağmur yağıyor yine :/ )
      Biz de burda (Wrocław) -25'ler, -28'ler görüyoruz... peeef! :)
      Sevgilerimle :)

      Sil
    2. Ben de sondan başlayım gari!

      Sonbaharın son günlerinde doğan biri olarak; yağmur, kar ve fırtına ile alakadar hiiçç şikayetim olmaz! Zaten soğuğun hasını hissetmek için bir kaç yıl kadar Sibirya'da ve Moskova' da da yaşadım. -45,- 50, - 30 artık Allah ne verdiyse!!! Fakat Sibirya'da soğuktan öte inanılmaz tabiat olaylarına şahit olduğumdan mütevellid yeri ben de ayrıdır, unutulmaz.

      11 yıl yaşadığım Bakü'de de yazın 18 dereceye ayarlı klimanın altından hiçbir kuvvet çıkartamadıydı beni! (Kışın yaman rüzgar eser; ısı normal görünse de rüzgar adamı bıçak gibi keser!)

      O bölgelerdeki en güzel balkonlar Bakü'dedir. İnanılmaz demir işçilikleri gözlemek mümkün. (Tüm Orta Asya ülkelerinde bulunan ve yaşayan bir gözlemci sıfatıyla söylüyorum, sallamıyorum yani) Bir de Bakü' nün eski ahşap kapılı taş evleri ve taş işçiliği de harikadır.

      Neyse uzatmayayım; balkon keyfinizin içinde kahve keyfi de var mı? Merak işte!

      Bu arada eski postlara da baktım, güzel fotolar var sizin oralardan da!

      Colette (Nam-ı diğer Nilgün Hanımcığımızı) öpmeden elbette bırakmam. Kim isterse onun için öperim hiç gocunmam yani sipariş başım üstedir! Kızları da sıraynan öpecem zaten; onlar için de sipariş hattım açıktır.

      Bal hanımın kulak, burun ve patilerinin öpülmesi siparişini de ben verem bare!

      Böyleyken böyle...

      Sil
    3. İlkbahar çocuğu olduğumdan kelli, soğuk yannış bi'şidir gözümde :)
      Olmasa da olur yani... o derece sevmiyorum :)
      Buradan bir kız arkadaşım yaz tatiline Sibiya'ya gitti, hastası-delisi... gelirken de bir sürü çam fıstığı getirdi, hepsini yedim avuç avuç :)
      Demek o kadar güzel :) Olmadı gider- totomuzu dondurur geliriz.
      Maksat 'Sibirya'yı gördüm' demek olsun.

      Siz iyi gezmişsiniz, ben gezemedim valla, ne yalan söyleyeyim.
      Gittiğim yere çakılıp kaldığımdan olsa gerek :)
      Buraya da güya 3 yıllığına gelmiştim, 5. yılın içindeyim... emekli olup buraya yerleşmekten korkar hale geldim :)
      Balkon keyfi yapılır da, kahve olmaz mı?
      Düşüncesini bile esefle kınadım bak şimdi... cıks cıks cıks! :)
      Buralar güzel, çok güzel.
      Ülke şahane. Bi'de soğuk olmasa :)
      Colette'ciğimi gerçekten benim yerime öpün.
      Bunu da ona söyleyin lütfen :)
      Kızlara gelince; en çok tagaddi'mi öpün, öpebilirseniz :)))
      Sonra Küdük ve Keşkül'ümü öpün, onlar nasılsa izin verir :)

      Bal kızın burun, patiler, kulaklar, yanaklar; tamamdır, oldu bilin! :)
      Akşama yedim onu demek ki! :)
      Sevgilerimle.

      Sil
    4. Aşık atışması, dudak değmez' e döndü ya bu yazılı iletişim haydi hayırlısı:))

      Şimdik ortaya karışık olacak. Sibirya ve tabii o paralel o kuşak için hayat akıl almaz hızda donuyor ve tekrar yaşambuluyor. Örneğin 1 gün içinde yaşanan ısı farkı 20-25 derece bazen (Kış - yaz geçişi)Yapraklar 3 günde yeşerip 1 ayda büyüyecekleri kadar büyüme hızı gösteriyor.

      Bildiğimiz sakız kabakları ekmiştik bir defasında, her bir kabak 1-1,5 metre arası büyüdü. 1 kabakla 4-5 tencere kabak yemeği yapıldı, afiyetle mideye indirildi.

      Kıvırcık salatalar 15 gündee tohum ekilip masaya geldi salata olarak geldi mesela. Lahana içine çocuk arabası alacak kadar genişlediydi 1,5 aya gibi.

      Beyaz geceleri hiç saymıyorum bile!!!

      Benim bulunduğum yer, tamamı çam ormanları, ak ağaçlar ve göllerle çevrili devası bir ovaydı. O çamların fıstıklardır gelenler.

      Kahve keyfi derken ben aslında Türk kahvesi ve fal keyfini kastetmiştim:)) uyduruk granül kahvelerin hiçç keyfi olmuyor.

      Ve evet, 1989 yılından beri, önceleri yurtdışı seyahatleri olarak başlayan, 1995 den bu yana yaşama ve çalışma rutinine dönüşen bir geçmişe sahibim.

      Yeni yerler keşfetmeyi, yeni kültürlerle harmanlanmayı her bi şeyden daha keyif verici bulan biri için nimet bir hayat yaşıyorum valla!!!

      Son söz, kararımız karar; Tagatti gözlerini pörtletse ve dahi cırmık atma, tırnak geçirme rekoru da kırsa onu öpecem illa ki! Yeter ki evde olsun haspa!

      Sil
    5. Nerden çıkardınız ki Türk kahvesi içmediğimi? :)
      Benim ünlü cezvemin fotoğrafını koyayım da, herkeşler bilsin; bu evde Türk kahvesi de içilir efenim! :)
      Sibirya muhteşem bi' yermiş, hele şu anlatılanlardan sonra merak ettim.
      Fıstıklar pek güzeldi ya.. bak hatırladım, yine canım çekti.
      Ama... orada yaşar mıyım? Asla! :)
      Soğuk soğuktur, seyretmesi elbette eğlencelidir ama mucizeler yerinde güzel, ben sıcacık durayım yeter :)
      Ben farklı bir yapıya sahibim; yerleşmeyi, rutini severim.
      Yeni yerler gezmeye güzeldir bana ama evime, bildiğime-alıştığıma dönmeliyim :)
      Konu ''gezmek'' olunca, şu aşağıda yorumu bulunan A-H arkadaşımı tanıman gerekiyor demektir.
      Kendisi Singapur'da yaşamakta olup, yılda bir kaç onyüzbin kilometrecik yapıyordur herhalde :)
      Maceraperestler sizi! :)

      Sil
    6. Bu arada; mission completed!
      Bal kızımın burnu ve patileri öpüldü! ;)

      Konu Tagaddi olunca: gazanız mübarek olsun diyeyim hahahaha :)
      Öpmezseniz hatrım kalır :)

      Sil
  8. Hahaha fotograftaki dili sen deyince farkettim :D mincir onu bol bol benim adima ;)
    Kuzum su evlatlik alan zengin aplayi bulursan beni de tanistir, zira bende epeydir bakiniyorum oyle biri icin :))) Bakarsin loto sana cikar zengin apla sen olursun ne dersin ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akşama yicem onu ben! :)
      Senin yerine de mıncırırım, öpücük siparişleri Nurdan'dan geldi :)
      O zengin apla'yı bulursam tamamdır, aklımdasın ;)
      Ben zengin olursam (size takometre taktırıp) bi' çanta dolusu para verip; gezin nan! dicem :)
      Öperim kuzumu.

      Sil
    2. Yidim bunu ben senin yerine de!
      Mıncır mıncır mıncırdım; az tıslamayla karışık kaçtı resmen :)
      Ahahahaha :)

      Sil
  9. Valla yukardaki yorumları da dahil hepsini okudum (nihahahaha) herkes zaten yazmış, bana bişi kalmamış, ona ek olarak şunu belirtmek isterim ki "miyavdın" beni kopardı yeminle:))) duyduğum en oricinıl şeylerden biri:)) valla süpersin. sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahaha :)
      Öle ama, bi' miyavlayışı var minnakın; günaydın mı diyor, miyavdın mı anlaşılmıyor :)
      Selam vermeden geçmemekle iyi etmişsin, bu kadar demişsin ya, o bile yeter :)

      Sil
  10. yorumlar posttan uzun nasıl okuyalım :)))
    insaf :))
    ben de balkonu nye yıkamıyosun diyecektim biraz gözgezdirdim de
    hepsini okuyana kadar açar victor hugonun sefilleri baştan okurum
    ya da 1q84
    o kadar yanii
    postları değil yorumları bassan kitap çıkar kaç cilt

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üşengeçsin işte!
      Oysakine biz öyle mi yapıyoruz?
      Yorumların ıcığına-cıcığına dek okuyoruz :)
      Çok tembel gördüm seni karabiber, demek ki Zonguldak sana yaramış :)

      Sil
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...