Isırıkçı Bal'ım



''Bal'ım nasıl?'' diye sormaya başlayan arkadaşlarım var.
Üstteki fotoğrafta gördüğünüz gibi, artık o minnak aslan oldu; kükrüyor :)

Geçenlerde çok tatsız-tuzsuz bir durum yaşadık Bal'ım ile :/
Beni -özellikle Twitter'da- takip edenler bilir; Bal'ım 26 Nisan Cuma günü kısırlaştırıldı.
Sibirya kedisi olmasına rağmen çok minik oluşu (ameliyat öncesi 2.5 kilo idi) sersemletti onu.
Bir hafta özel bir kıyafetle dolaştı evde. Bulduğu her fırsatta da kıyafetinin bağlama yerlerini açtı :)
Neyse, kıyafet çıktığı anda bizimkisi evde dört dönmeye başladı. O bir haftanın acısını evin her köşesinin tozunu attırarak çıkardı sağolsun.
Şekil 1 A:


Aradan geçen iki haftadan sonra minnakın tırnaklarının çok uzadığını farkettim.
Kucağıma geldiği bir anda hafifçe severek-başını okşayarak fırçalamaya ve tırnaklarını kontrol etmeye başladım. Buraya kadar her şey normaldi. Sonra tırnaklarını kesmeye başladım. İlk üç tırnakta hiç sorun yokken dördüncü tırnağa geldiğimde stres yaptı. Kedisi olanlar bilirler, temkinli bir şekilde-hafifçe kasılmış halde- durmam için ne gerekiyorsa yaptı ve kaçmak istedi.
İzin vermedim, bir kaç denemede daha bulundu ve tehditkar bir şekilde miyavlamaya başladı.
Veteriner, ''istemediğiniz bir şeyi tehditle, miyavlayarak, tırmalayarak, tıslayarak yapmaya kalkarsa şiddet uygulamadan durdurun, yapmasına izin vermeyin. Bir kez yaparsa, her seferinde aynı şekilde davranarak yapabileceğini düşünür, sorun yaşarsınız.'' demişti.
Bu konuşma aklıma geldi, gitmesine-kaçmasına izin vermedim.
Bir kaç kez daha zorladı ama ciddi ciddi sinirliydi.
Sıkıca kavrayıp -bir nevi hareket yeteneğini sıfırlayıp- kucağımda kalmasını sağladım.
Çok sinirlendi. Resmen bağırdı bana. Öyle bir miyavlama duymadım şu geçen iki yılda Bal'ımdan.
Baktı ki kaçarı yok, cart! diye geçiriverdi dişlerini sol elime. Öyle böyle değil, basbayağı sonuna dek geçirdi dişlerini. Yine izin vermedim ve canımın da yanmasıyla bas bas bağırdım yüzüne. ''Terbiyesiz, şımarık, ne yaptığını sanıyorsun sen? Bu ne şimdi? Utanmaz!'' ama fiziki şiddet yok, sadece sesimin yettiğince bağırdım.
Çişini altına kaçırdı. Tuttum bunu banyoya götürdüm. Çıt yok! Elimden kanlar akıyor, bildiğin kan gölü ortalık. Bunda ses seda yok.
Önce elimi temizledim, kanı durdurmaya çalıştım. Sonra bunun çiş değen her yerini şampuanlı bezle temizledim-duruladım-kuruladım.
Kuyruk apışarasında, yere sıfır, tık yok. Yüzüme bile bakamıyor.
Aldım kucağıma, sanki hiç bir şey olmamış gibi başladım konuşmaya. Bir yandan da hafif hafif okşuyorum, konuşuyorum. O tırnakları kestim. Çıt çıkarmadı edepsiz. Demek ki isteyince gayet güzel uslu durabiliyor.
Tırnak-temizlenme faslı-tarama derken aradan yarım saat kadar geçti ama ben elimde bir anormallik olduğunu anlamaya başladım. Sol baş parmağımı oynatamıyordum.
Akşam oldu, benim el de tabiri caizse davul oldu :/
Dişlerin geçtiği yer sızlamaya, iyiden iyiye acımaya, nasıl desem ''zonklamaya'' başladı.
Ertesi günü doktora gittim. Çünkü sabah elim iyice kızarmış ve şişmiş haldeydi.
Tetanoz iğnesini yedim. 7 günlük bir antibiyotik tedavisine alındım. Yaram temizlendi, el sarıldı. 3 gün elim sargıda kaldı. Bakınız:
Şekil 2 A:

Doktor dedi ki, kendi kedim olduğu için, aşıları tam olduğu için şanslıymışım. Kuduz gibi bir tehdit olmamasına rağmen kedi ısırığı ve tırmalaması aslında çok tehlikeliymiş. Hatta ve hatta, literatürde ''Kedi Tırmalaması Hastalığı -Cat Scratch Disease'' diye geçen bir hastalık varmış ve bir çok insan (benim gibi) bundan bir habermiş. Isırılma durumunda Tetanoz iğnesi ve antibiyotik tedavisi şartmış. Yaranın da çok iyi dezenfekte edilmesi gerekiyormuş. Çünkü, bende olduğu gibi, yarada enfeksiyon oluşması durumunda el sıvı toplamaya devam ediyor ve bu sıvı elin içinde bulunan ne kadar sinir-damar-kas varsa hepsini sarıp baskı yapıyor ve çok ağrılı-acılı, elin işlevini yitirmesine varan ve sonu ameliyat olan durumlar ortaya çıkıyormuş.
''Oyun bile olsa elinizi ısırmasına-tırmalamasına izin vermeyin.'' dedi.
Zaten ısıran, tırmalayan bir kedi hiç olmadı benim minnak. Şimdi oyun-moyun kendini azıcık kaybettiği durumlarda ''Hayır!'' demem yetiyor normale dönmesine.
Bu olaydan bir saat sonra yine kucağımda mırlıyor-purluyordu o ayrı mesele. Sanki o olay hiç yaşanmamıştı.
Aynı şebekliklere, oyunlara, şirinliklere kaldığı yerden devam ediyordu. Balık hafızası var benimkinde :)

Neyse, bu olayın dışında Bal'ım neler yapıyor buyurun görün:


Bulduğu her poşetin içine kafasını sokuyor, üzerine çıkıyor :)
Gazete, kağıt, tişört; üzerine oturmazsa olmaz :) Bir de iyi avcıdır benim Bal'ım, minicik bir sinek-sivrisinek görmesin, dili çözülüyor, deliriyor, bir yandan miv! miv! konuşup, diğer yandan evde bulduğu tüm mobilyaların üzerine çıkarak sineğe ulaşmaya çalışıyor :)

Bir de, geçenlerde balkonu kapatmak için aldığımız malzemeler hava koşullarından dolayı bekliyordu. Geçen hafta sonu hava güneşli ve ılık olunca nihayet balkonu korumalı yapabildik.
Bu işlemler yapılırken bizim minnak sürekli teftişteydi tabisi de :)


Hep diyorum; şundaki keyif bende olsa sanırım bir yüz elli yıl yaşarım :)
Ve hatta; ölmem!


Kedinizi sevin, çok sevin. Öpün-koklayın-bağrınıza basın :)
Ama sizi oyun bile olsa ısırmasına, tırmalamasına izin vermeyin. Bırakın oyuncaklarını, tırmalama aparatlarını tırmalasın.
Veya halının bir köşesini kıstırsın dört pati arasına -benim minnakın günde üç-beş öğün yaptığı gibi- fıtı-fıtı yapsın :)
Kendisinin diğer ismi ''Master of fıtı-fıtı'' olup bu işin alasını yapmaktadır :)

Kalın sağlıcakla :)

Hanimiş: bu ısırılma sonrası ''Ne yapacaksın şimdi? Evde tutacak mısın o kediyi daha?'' diye soranlara akıl-fikir diyorum! Sizden bi cacık olmaz!

Görsel: Sahibinin sesi/Sittirella marka

16 yorum:

  1. geçmiş olsun sit.Bazen car car konuşabildiği halde çocuklarımız bile saldırgan hırçın olabiliyorlar ki bal kızın içinden neler geçti bakalım söyleyemedi.Olur anne çocuk arasında iyi bak kendine

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :)
      Belki farkına varmadan ameliyat yerine dokundum. belki canı yandı da söyleyemedi kuzum. Dili yok ki ''canım yandı'' desin.
      Çocuklarda dil pabuç gibi, bir de kin tutabiliyorlar :) Bunda o da yok, aradan bir saat geçmeden kucağımda göbek açık mırmır ötüyordu.
      Olur böyle şeyler :)

      Sil
  2. böyle bir olay yaşayıp da hala onu kucağına alıp sevebildiğine inanamıyorum. bir sürü hastalık riski var. yarın bir gün bebek olunca gidecek zaten. bence sen yava yavaş vedalaş artık, yeter. ıyy bi de işemiş. yatağa falan da çıkıyordur o. Mutfağa da giriyor mu? Çişini nereye yapıyor?
    hahahahaahha
    içime işlediler, durduramadım kendimi :))))))

    ay bi de çişini nereye yapıyo sorusu hasta ediyor beni. koltuğa, halıya falan yapıyor. biz de hayvan olduğumuz için sıkıntı yok, hiç rahatsızlık duymuyoruz!!! mu diyim, ne diyim sana ben.

    Kedim kendisinden iğrenen bir çok insandan çok daha temiz! Kafasına burnumu bi gömüyorum ohh miss..

    Ay sadede gelemedim. Çoooooooook geçmişler olsun. Bilerek asla zarar vermiyor dediğin gibi canı yanmıştır bebişin. Kendini iyi koru yalnız, amazon maşallah :))
    bi kere youtube da izlemiştim, bi kediyi yıkamaya çalışırken öyle bir parçaladıki sahibini dehşete düştüm. kan gövdeyi götürdü. uysallar diye sallamıyoruz ama gözleri dönünce tanınmaz oluyorlar.

    şu yumurta kartonundan sonraki bütün fotoğraflara evde kahkahayı çınlata çınlata güldüm. Böyle bi güzellik var mı ya?
    Koltuğun tepesinde minicik bebiş gibi çıkmış..

    yaşasın crazy cat ladies!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O saçma salak konuşanların ağzına terlikle vurmak istiyorum :)
      Bilmiyorsun madem bu sevgiyi, huzuru, aşkı; sus! Yorum yapma! O değerli!!! görüşlerini kendine sakla! değil mi ama?
      Yok, beyni olmayıp fikri olan insan görünümlü yaşam formu kaynıyor etrafımız.
      Ben artık konuşmalarına bile izin vermiyorum bu tiplerin. ''Kedileeeğğğr'' diye söze başladıkları an ''kalbini kırarım'' diyorum, susuyorlar.
      Bir arkadaşım bize gelecekti, ''kedilerden nefret ederim! ben gelince bana yaklaşmasın.'' dedi. Gelme dedim. Mümkünse bu kafayla benim evime asla adım atma. Bitti. Kızardı-bozardı-bozuldu. ''Sen beni bi' kediyle bir mi tutuyorsun?''a getiremeden sohbeti çektim gittim.
      Aman boş ver, yeter ki tek derdimiz bu tip insanlara laf çakmak olsun :)
      Daha büyük dert olmasın başımızda :)
      Benim minnak saf kan şapşi :)
      Suratı binbir şekil alıyor. Bazen nasıl melek gibi olup dakkasında gözler şimşek şimşek o melekten minnak bi' şeytan çıkardığına inanamıyorum :)
      Resmen mimikleri var hatunun :) Suratına baktığımda ruh halini anlayabiliyorum :)
      Kuyruk sabit ama; palmiye gibi. Hep kocaman açık, hep dik, hep ipek gibi :)
      Bir gün, kızlarla birlikte bir arada olabileceğimiz günün hayalini kuruyorum. Bir de anlaşırlarmış; tadından yenmez :)
      Öperim! :*

      Bi' de; şaşasın! tabisi de :)

      Sil
  3. Canım benim geçmiş olsun. Bu yaşadıkların hepimize ders olsun. Bir daha istemediği bir şeyi yapma çocuğa annesi hem bak o da üzülmüş senin canını yaktığı için. Bal da bal gibi ama o ne güzel bir surattır ya öpe öpe yerim onu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Yeşim'cim :)
      Geçti sanırım, sadece yaraların olduğu yerler kaşınıyor artık :)
      Olsun vallahi. O üzüldü-korktu ben ondan on kat üzüldüm, içim parçalandı resmen :(
      Ama aramız bal-kaymak, sorun yok :)
      Nazar değmesin minnakıma, hakikaten bal gibi. Surat şahane :)
      Ye bunu Yeşim; öp-kokla-sıkıştır. Hiç sevmez!!! zaten öyle şeyleri :)

      Sil
  4. Kuşikolarım benim, ikinize de geçmiş olsun. Ama çok üzüldüm okurken. Senin can acına tabii üzüldüm ama Balım'ın o korkmuş hali nasıl içime oturdu anlatamam.
    Çok şükür hemen kucağına dönerek ronronlamaya başlamıştı.
    İkinizi de çok seviyorım, öpüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüzsüz kızım bu! :)
      Kedi dediğin az utanır-çekinir.
      Sen hem ısır, hem korkunç korkunç miyavla hem çişini yap sonra da hiçbir şeycik olmamış gibi; ronronronron! :)
      Çok acıydı hali, korkusunu görünce içim ezildi, ağladım salya sümük :(
      Ama canını acıtmadım ya, o içimi rahatlatıyor.

      Ben de ikinizi çok seviyorum :)

      Sil
  5. Geçmiş olsun Ellam bidenem, çekerim ben o Balım'ın kulağını :)
    Bu arada Euphoric'in yorumunu okumaya başladığımda bayağı salaklaştım, ne diyor bu ya filan dedim kendi kendime, üstelik onun da kedisi var diye düşünürken baktım dalga geçiyormuş;)
    Eh tekrar geçmişler olsun, hem sana hem Balım'a...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kulakları tüylü tüylü bu kızın, öyle şirin ki çekemezsin :)))
      Gerçek hayatta hep başımıza gelen muhabbetler onlar. Bıktık-usandık yeminle! :)
      Teşekkür ettim Leylak'ım :)

      Sil
  6. İlk kedi ısıran tür çıktı, şimdi eskisi kadar çok olmasa da hala bi diş atıyor ama hiç böyle bi hasar veremedi:) Bu ısırıktan sonra "evde tutacak mısın?" diyenler de haliyle Türk.Kedi ısırdı diye evden atmak gerek diyen insanlar tabi ki bizim ülkede çok insanca yaşıyor. Sokakta her gün kadınların öldürüldüğü,minnacık çocuklara tecavüz edilen,kanser hastalarına ilaç yerine sadaka verilmeye çalışılan,terörist katillere "gelin daha da çok öldürün biz yasa çıkartır sizi salarız" denilen,milyonlarca insanın açlık sınırında yaşadığı ve başbakanının yapılacak çocuk sayısından içilecek içeceğe kadar karıştığı başka bir ülke tabi.Ulan keşke biz kedileri değilde sizleri kısırlaştırsakta üremeseniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acı acı gülmek diye benim yorumunu okurken yaptığıma diyorlar sanırım.
      Ne desek boş...
      Kısırlaştırma açılımı mı başlatsak? Ne yapsak?

      Sil
  7. Merhaba :)
    Ah ah ben de çektim birsefer bu hastalığı da,bizim evde ki pis veteriner git tetanoz aşısı da ol demedi bak. :(
    Antibiyotikle bitirdik işi.
    İlk kedim Maydanoz'um bir gün tüle asılı kalıp panik yapmıştı, bizim onu kurtarmaya çalıştığımız anlamayıp canını biz acıtıyoruz sanarak haaaaaart demişti elime. :)
    Hıım çok tatlıymış Bal kız maşallah maşallah yesin onu da kedili teyzesi. :)
    Ya benim bahçe sarı güzelliklerle dolu, bir de uyanık hızlı yani diğer herkesten becerikli. Onlara prens muamelesi yapıp o secere yarışamalarına mı yollasam bilemedim. :p
    Ooy kıyamam canlarımaa.
    Ben de "o kediyi niye evde tutuyorsunuuuuz, atın onu atın" esprisi yapacaktım ama Euphoric kralını yapmış, bana gerek kalmamış :))
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz yine de tetanoz aşısı yaptırın :)
      Oynarken tırnağı değer, çizik oluşur vs... kendinizi sağlıklı tutmanız şart.
      Yesin bunu Kedili Teyze'si! :)))
      Evden atamadık bu turuncu düdüğü :) Atamadığımız gibi, bir düdük daha aldık eve!
      Henüz onun tarafından ısırılmadım, buna da şükür :)
      Sevgilerimle.

      Sil
  8. :) ama ben ısırılmam 2006- 2007 da filandı. Ondan sonra sokak kedileri beni çizdi diye bir kaç sefer kuduz aşıları oldum. ( her seans 5 aşı filandı galiba)
    Bilemedim şimdi, olmalı belki. :(
    Ah ah aşağı doğru okurken gördüm Yoda yı. Tüylerine yumuldum, sizin haberiniz yok. :)))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz yine de iğne olun. Kuduz ve tetanoz birbirinden apayrı hastalıklar.
      Yoda kızım bi' içim su :))) Dünyanın en bi' güzel ''Çikin!'' i :)))
      Bunu da yiyin siz :) En azından bunu yerken zevkten purrr purrrrr yapıyor. Öpmeyi keserseniz kendini zorla öptürüyor.
      Bal'ım gibi, kendini iki öptürüp kaçmıyor :)

      Sil

Buraya yazmaya niyetlendiğin her şeyi aleyhinde delil olarak kullanabileceğimi bilmeni isterim...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...