Kırmızı Pazartesi / Cronica de Una Muerte Anunciada


Yazar: Gabriel García Márquez
Çeviri: İnci Kut
Orijinal Dili: İspanyolca
Basım Yılı: 2006
Yayınevi: Can Yayınları

''İşleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü...''

Çevirmeninin İnci Kut olması beni çok mutlu etti.
Su gibi akıyor. Çeviri mükemmel. Bugüne dek okuduğum en güzel Gabriel Garcia Márquez romanı.

Arka Kapak Yazısı:
''Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişileri, kendi özyaşamlarına dönerler, en sonunda da canlarının istediğini yaparlar. Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. Konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir roman bu. Üstelik oldukça da kısa. Sonuçtan hoşnutum. Bundan önce de en iyi romanım Yüzyıllık Yalnızlık değil de Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı yapıtımdı. Ben öyle sanıyordum; ve bunu da sık sık söyledim. Şimdi de en iyi romanımın Kırmızı Pazartesi (Cronica de Una Muerte Anunciada) olduğunu sanıyorum.''

Altını Çizdiğim Cümleler:
''Annemin onlarda kınadığı tek şey, yatmadan önce saçlarını tarama adetleriydi. ''Kızlar,'' derdi onlara, ''geceleyin saçlarınızı taramayın, yoksa denize açılanlar geri dönmekte gecikirler.''

''Angela Vicario, aşk yoksunluğunun sakıncasını şöyle bir dokundurmaya cesaret edebildiyse de, annesi tek bir sözle onu susturmuştu: ''Aşk da öğrenilir.''

''Karaya adım atmadan önce ayakkabılarını çıkarmışlar, öğle vaktinin yakıcı toz toprağı içinde sokakları çıplak ayakla geçerek tepeye tırmanmışlardı, saçlarını başlarını kökünden yoluyorlar, öyle canhıraş feryatlarla ağlıyorlardı ki, sanki sevinç çığlıkları atar gibiydiler. Ben onların geçtiğini Magdalena Oliver'in balkonundan görmüştüm, bu kadar büyük bir üzüntünün ancak daha büyük utançları örtbas etmek için gösterilebileceğini düşündüğümü hatırlıyorum.''

''Ancak cinayeti engelleyebilmek için bir şeyler yapabilecekken yapmayanların çoğu, namus sorunlarının ancak faciada rol almış kişilerin erişebildiği kutsal alanlar olduğu bahanesiyle kendilerini avutmuşlardı. ''Namus aşktır,'' dediğini duyardım annemin.''

''416'ıncı sayfanın kenarına eczacıdan aldığı kırmızı mürekkeple, kendi el yazısıyla şu notu düşmüştü: Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.''

''Raporun 382'inci sayfasının kenarına kırmızı mürekkeple bir yargı daha yazmıştı: Kader bizleri görünmez kılar.''

Keyifli okumalar :)

Görsel: Google Images

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya yazmaya niyetlendiğin her şeyi aleyhinde delil olarak kullanabileceğimi bilmeni isterim...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...