Büyü Dükkânı


Yazar: Yeşim Türköz
Orijinal Dili: Türkçe
Basım Yılı: 1998 Sistem Yayıncılık | 18. Baskı: Epsilon
Yayınevi: Epsilon Yayıncılık

İçeriğini bilmeden, ismini beğenip aldığım bi' kitaptı bu.
Parama yazık oldu, zamanıma yazık oldu.
Hem de çok yazık oldu...

Arka Kapak Yazısı:
''Hiç mucizelere inandığınız oldu mu? Ya da en azından bir mucizeyi düşlemenin gizli zevkini tattığınız? Örneğin “dile benden ne dilersen” diyen cömert bir cininizin olduğunu hayal ettiniz mi bir an olsun? Ya da isteklerinizin bir çırpıda gerçek olduğu büyülü bir mekânı? Belki evet, belki de hayır...

Büyü Dükkânı, hayatta istenebilecek her şeyin varolduğu, mucizevi alışverişlerin gerçekleştiği bir mekândır. Ünü, ülkenin dört bir tarafına yayılmış olan bu dükkâna gelen müşterilerin tek bir hedefi vardır: Kendilerine her şeyin vaat edildiği bu yerden, hayatta en çok istedikleri şeyi almadan ayrılmamak... Kimisi geçmiş yıllarını geri almak, kimi büyük bir aşk yaşamak, kimi de korkularından kurtulmak için oradadır. İsteklerine biçilen bedeli ödemeye çoktan hazırdırlar. Ancak Büyü Dükkânı’ndaki alışverişler kolay değildir. Çünkü usta satıcının bir kuralı vardır: Müşterisini dükkândan alabileceği en iyi şeyle göndermek... Yaşlı adam ile müşterileri arasında geçen sıkı pazarlıklar, hayata dair önemli sorgulamalar içermektedir.

Büyü Dükkânı’nda siz de kendi gerçeğinizle karşılaşabilirsiniz.
Ancak şu soruya hazırlıklı olun:

Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?''

Altını Çizdiğim Cümleler:
''Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.''

''Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.''
Konfüçyüs

''Ölmekten korkmadığını fark etti. Lucretius'un öne sürdüğü gibi, öldükten sonra insan, geride kendi varlığına özlem duyup acı çekecek bir benlik bırakmayacaktı.''

''Ne çok insan, sınırlı ömrünü, kendi işine yaramayacak şeyleri keşfetmek, üretmek ve dünyaya bırakmak için harcamıştı. Belki de asıl bırakmak istedikleri yalnızca isimleriydi. Acaba bu insanlar, dünyaya bir isim bırakmanın bedelini mi ödemişlerdi, yoksa dünyaya bıraktıklarının yanında isimleri de mi kalmıştı?''

''Bence bir insan bu kadar yetenekliyse, şöhreti, daha kendisi yaşarken tüm dünyaya yayılmalı. Bazılarının değeri, onlar öldükten sonra anlaşılır. Geç kalmış şöhretin, sahibine hiçbir yararı yoktur. Gizli kalmış şöhretlerin ise hiç kimseye bir yararı olmaz.''

''Büyük ve güzel kanatlar, ancak onları taşıyabilecek bir gövde varsa işe yarar. Aksi takdirde sırtınızda bir yük olmanın ötesine gidemezler.''

''Keyifli okumalar'' demeyi çok isterdim.
Keyif alabilirseniz alkış size...

Görsel: Sahibinin sesi - Sittirella marka

4 yorum:

  1. İnsan kaybettiği zamana yanıyor böyle kitaplardan sonra

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bi' de ben Polonya'da yaşıyorum. Kitap sipariş verdikten sonra yaklaşık on gün gelmesini bekliyorum kitaplarımın.
      Beklediğime mi yanayım, ödediğim kitap ve posta ücretine mi?
      Altını çizecek cümle bile bulamadım, Konfüçyüs alıntısını yazdım...
      O derece.
      Yazık...

      Sil
  2. boyle olunca ben de cok uzuluyorum hele dedigin gibi kitaba ulasmak icin verdigin emegi dusununce :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En son on beş kitap sipariş ettim, üçü ''çok kötü'' çıktı.
      Yazık...her kitap basılmamalı diye düşünmeye başladım.
      Okuyucunun zaten kısıtlı zamanı var, ömrü boyunca okuyacağı kitap sayısı bi' kaç bin...o da iyi okuyucuysa. Bu tür kitaplar yüzünden kaç güzel kitabı okumaya yetmeyecek ömrümüz :(

      Sil

Buraya yazmaya niyetlendiğin her şeyi aleyhinde delil olarak kullanabileceğimi bilmeni isterim...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...