Colette ve kızlarını ziyaretimdir.

(Kahramanımız Sittirella'nın İzmir kazan-ben kepçe macerası devam ediyor.)


Colette ile görüşmemizde şöyle anlaştık;  arabalı vapura bineceğim, Üçkuyular'dan Colette beni alacak :)
Bunca yıldır arabalı vapurun arıza yaptığını duyan olmamıştır; o da bana denk geldi :)
Normal vapur geldi, püfür püfür-İzmir'imi seyrede seyrede geçtim martı sesleri eşliğinde karşı tarafa.
Gördüğünüz üzere Colette gelmişti :)
Keşkül ile! :)
Nasıl uysal, nasıl sessiz, nasıl ciciş bir Labrador anlatamam :)


Tatlılar tatlısı, hoş sohbet Colette ile hemen eve doğru yola çıktık.
Manzara buydu bize eşlik eden...
(Laf aramızda iyi şoför Colette) :)


Eve varır varmaz ben hemen sağa sola iç geçirmeye başladım :)
Malum, Polonya denen dallama memlekette ne deniz manzarasına sahibim ne de bahçeli-geniş ev görme lüksüm var.
İçim gitti...imrendim :)


İnsan zevk sahibi oldu mu, elinin değdiği her yeri cennete çevirebiliyor arkadaş.
Şu köşede keyifle Türk kahvesi içtim ayrılmadan hemen önce :)
Keşke kapasaydık fincanları. Bana ''yol'' çıkacağı kesindi de, Colette'e ''üç vakte kadar beş!'' bi' şeyler uydururdum :)))
Güneş enerjisi ile çalışan lambalar süslüyordu ağaçlarının birini.


Akşam yemeği için masayı hazırlamaya başladığımızda önce karnıyarık çıktı sahneye.


Sonra da biber dolması...
Cacığın fotoğrafını eklemeyi unutmuşum :)
Enfes görünüyorlardı ve de göründükleri kadar da enfestiler! :)


Uslu kız -aslında artist kız demek lazım- kedilere artistlik yapıp ''korumacı'' tarafını gösteriyordu bol bol akşam yemeği hazırlığında.
Gelip-gidip ''Halime''den dayak yediği için arada cezalı kalıyordu böyle.
Çok masum değil mi? :)
*bkz:halime bebekleri olan canavar kedi. Önüne gelene gözlerinden şimşekler çıkararak bakıyor. Cici kız Keşkül ne zaman bebeklere bakmaya gitse onu dövüyor :)


Ta-taaaaam!
Karşınızda; Tagaddi! :)
Hiç de yaramaz bir kız değil bir kerem, Colette yalan söylüyor.
Ben evde olduğum sürece oradaydı. Arada bir gezip geldi, o kadar :)
Hatta işi abarttık, birlikte uyuduk. Colette'in deyişiyle ''radyoyu açtı'', sabaha dek purrrr, mırrrr, ron, ron benim kucağımda uyudu :)
Çok fotojenik kedi. Hangi açıdan ne zaman çekersen çek; hep güzel-hep tatlı çıkıyor fotoğraflarda :)


Bir de esneyişini yakaladım ki; dile bak, pabuç kadar :)
Şarkı söylüyor gibi burada aslında...


Nerede kalmıştık? Masada...
Aslan sütü içme konusunda hem fikir olduk.
Buzlar geldi.


Ve...hayatımda ilk kez gördüğüm ''Ehl-i Keyf'' masaya gelince benim de keyfim ikiye katlandı :)


Bu nasıl bir güzelliktir yareppim!
İkinci dublem biterken hala ''buz'' gibiydi kadehlerim :)
O iki dublenin tadını hiç unutmayacağım.
O dublelere eşlik eden sohbeti de... çok güzel-çok keyifli-çok leziz bir yemekti.
Sohbet-muhabbet insanlara bayılıyorum! Onlarla her şey daha güzelleşiyor.


Tagaddi ile koyun mırına geçen gecemin sabahında donatılan kahvaltı masası böyleydi :)
Yıllardır boyoza hasret kalan ben, deli gibi yedim :)
Acı biber reçeli bile yedim artık siz hesaplayın iştahımı! Varmış efenim böyle bir reçel. Hem tatlı, hem de bildiğin dil-damak yakan acı. Şahane bir şey! :)
Simitler, börekler derken bu masayı sildik-süpürdük çok afedersiniz :)


Gelelim asil mi asil, tatlı mı tatlı...
Tuvalet manyağı! Küdük hanıma :)


Ben oradayken tüyleri tıraş edilmişti. Büst gibi duruyordu hanfendi :)
Tagaddi ne kadar fotojenikse, Küdük aksine, o kadar fotojenik olmaktan uzak.
Güzelliği bir içim su ve fotoğraflara gerçek güzelliği yansımıyor.
Bir de; tuvaletin kapısını açtığım anda benden önce koşup giriyor içeri.
Meğer orada taranıyormuş hanfendi :) Alışkanlık yapmış.


Bunlar da Vicdan ve Süzme Karapati.
Gerçekten can yoldaşı olmuşlar birbirlerine. Yapışık ikizler :)
Vicdan çok tatlı bir kedi. Bir gözünün görmemesi, onu daha sokulgan, daha sakin, daha mırr mırr yapmış. Çok cici bir şey!
Karapatiyi yakalayıp sevemediğimden kelli sadece ''çırpı gibi zayıf'', kıpır kıpır ama çok sessiz ve sevimli diyebileceğim.


Bu da, ben oradayken ''Ben de zaten bir sarman olsa diyordum'' diyen Colette'in bahçesine kapağı attı efenim :)
Şahane bir şey! sıfata bakın!
Hemen ıslak mamalar açıldı şerefine. Ben diyeyim bir dakika da, siz deyin elli saniyede mama kabını sildi süpürdü! Abartmıyorum. Artık nasıl aç idiyse, kıyamadım.
Colette bir daha doldurdu kabı, aynı hızla devam ediyordu bu minnak sarman :)


Bu da, Tagaddi ile muhabbetimizin ispatıdır efenim.
Ben sevmeye doyamadım, o da sevilmeye. Uzun zamandır Tagaddi'ciyim, verdiğim kararların doğruluğunu kendime ispatladığımda ayrı bir seviniyorum :)


Özetle:
Colette, cennet köşesi evinde, son derece hareketli, kıpır kıpır yaşayan, neşeli (güzel), kedi delisi bir ''hayvansever''.
Bahçenin her köşesinden ayrı bir minnak çıkıyor.  Ve etraftan sırf karın doyurmaya gelen diğer minnaklar da cabası. Evdeki kuyruklu sayısı üç sanıyordum ama bahçeyi de hesaba katarsak on beşe yaklaşıyor.
Mama yetiştiremiyor, acilen kedi maması işine el atmazsa veya o hepsi birbirinden tatlı -halime hariç! ama onun da yavruları bir içim su- kedicikleri sahiplendiremezse gidişatı kötü :)))
Muhteşem bir seslendirme sanatçısı aynı zamanda :)
İki kedi yavrusunun mama arama çalışmalarını seslendirirken görseniz onu, sizin de gülmekten karnınıza ağrılar girerdi :)))
Şahane bir ev sahibi, hiç kasmıyor kendini :)
Ve, şahane bir zevk sahibi; evinin her köşesi (her köşeyi göremedim tadilat sebebiyle ama) ayrı bir zevkle yaşanası hale getirilmiş. Minderler, yastıklar, saksılar, şişeler...
Kendi elleriyle emek-emek yaptığı her şey; mutteşem!

Zaman yine kısıtlıydı, yine doyamadım bir arkadaşımın daha sohbetine.

Bahaneyle; Colette'ciğim, her şey için çok teşekkür ederim!
Size... :)

Görsel: Sahibinin sesi - Sittirella marka

8 yorum:

  1. Ah ne güzel, Colette ile muhteşem bir gün geçirmişsin Sittirella :) Bütün anlattıklarını canlı-canlı görüp yaşamış olman, eh tabii en önemlisi o şahane bahçede Colette ile karşılıklı muhabbet etmiş olman harika bir şeydir :)
    Bir ziyarette bana nasip olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok güzeldi :)
      Dilerim, en kısa zamanda sana da nasip olur. Sımsıcak-huzur dolu evleri...
      Sohbet(ler)i şahane.
      Ama Tagaddi benim! Peşin peşin söyleyeyim :)

      Sil
  2. ehli keyfe ve o kızlara bayıldım ben yav

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Lale ablacım ah!
      Sen fotoğrafları gördün, ''bayıldım'' diyorsun ben bir de zevkini çıkarıp ayrılmak zorunda kaldım ya oradan; içim yanıyor :)))
      Şimdi gel de Polonya'da onu yaptıracak yer bul!
      Kızlar şahane! Hepsi ayrı mıncırmalık :)

      Sil
  3. ve ben o sirada cok yakinlardaydim cok. Olmadi olamadi bu sefer ama olacak :)
    Harikasiniz ikiniz de iyi ki bulustunuz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben şimdi bi'şey derdim de... neyse :)))
      Şansımıza tüküreyim diyorum sadece :)
      Görüşeceğiz Gülçin, adım gibi eminim; görüşeceğiz! :)

      Sil
  4. Benim kızlar ne kadar güzellermiş meğer :)))

    Canımmm doyamadık sana biz. Ağabeyin de diyor ki "bir dahaya daha çok zaman ayırsın bize!"
    Taga desen çok ciddiyim ilk kez bir hatun kişisine bu kadar yaklaştı,o çapkın bir kızdır ama o gece nedense seni hiç yalnız bırakmadı,sokağa bile çıkmadı . Bu nasıl bir aşk anlamadım ben de.
    Keşkül'üm bildiğin gibi hala Halime'den dayak yiyor ama Sarman bu kez iyi bir eve gitti. Ha sahi onu 1 hafta sonra yuvalandırdık 15 gün sonra da geri aldık :(

    Küdük'ün tüyleri accıcık uzadı ama hala havalı kız değil :(

    Neyse sen tez zamanda yine gel de gözlerinle gör. Biz seni çok sevdik biliyor musun?

    Öpüldün kocaman !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canımmm Colette'm :)
      Çok güzeller senin kızlar...hem de nasıl güzeller! :)
      Ben de size doyamadım, ne yalan söyleyeyim.
      Ne senin, ne de ağabeyimin tatlı sohbetlerine; doyamadım!
      Bir daha ki gelişimde -kısmet olursa elbette- bir gün fazladan kalmak isterim.
      Hem fırına da gidemedim zaten sabah ağabeyimle, içimde kaldı :(
      Kütüphaneni de göremedim... D&R'a da gitmemiz lazım hem, kitap alışverişi yapmamız gerek! :) Bak, daha ne çok şey var yapılacak.

      Tagaddi anladı bence onu ne kadar sevdiğimi. Nasıl tatlı, nasıl uslu uyudu benimle. Radyo sabaha dek açıktı elbette :)
      Sıkmak-sıkıştırmak istemedim kızları ama hepsi birbirinden tatlılar ya hu! :)
      Halime hariç! o çirkin işte :)))
      Sarman yuvalanmış ya, ona sevindim. Gidip geldiyse geri, iyi ki gelmiş derim. Kalsaymış demek kıymeti bilinmeyecekmiş kuzucuğun.
      Çok güzel olacak o büyüdüğünde. Çırpı gibi hali bile çok güzel-çok sevimliydi zibidinin :) O hapır-hupur mama yiyişi hala gözümün önünde :)

      Küdük asil kız, tuvalet güzeli! :) O neydi öyle ya? Her kapıyı açtığımda koştur koştur klozetin üzerine tünemesi ve büst gibi oturması :))) Hala gülüyorum :)))
      Keşkül'üm dayak yemesin artık ya...kıyamıyorum ona. İri kızım benim :)

      Ben de sizi çok sevdim; sevgimiz karşılıklı.
      Siz de öpüldünüz kocaman! :)

      Sil

Buraya yazmaya niyetlendiğin her şeyi aleyhinde delil olarak kullanabileceğimi bilmeni isterim...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...