Yalın ayak yürüdüğüm topraklar binlerce kilometre uzaktalar artık...
Dalından topladığım 'yemiş'ler o topraklarda kaldı.
Anneannemin zeytin ağaçları... kulaklarıma küpeler yaptığım enfes vişneler... minicik ama sulu sulu elmalar... eriğin bin bir çeşidi... zerdaliler... nohutun en yeşil zamanında yakılarak yapılan 'çötüre'ler... rahmetli dedemin gün doğmadan 'öğleye dek yatın, uyuyun diye doğmuşsunuz hepiniz' söylentileriyle yataktan fırlayarak başlanan günler... mis kokulu tarhana çorbaları... yer sofrasında yenilen yemekler... 'lüküs' ışığında içilen demli çaylar... ve o çayların meze edildiği güzelim sohbetler... hepsi o topraklarda kaldı.
Komşu gezmeleri, pazara çıkma günleri, 'ben oynamayı sevmem' diyerek başlayan ve pistten inmeden bitirilen nişanlar-düğünler, 'en yakın' kız arkadaşta bir gece kalabilmek için anneye günlerce yalvarmalar, akşam ezanında evde olmak için neredeyse koşa koşa geçilen daracık sokaklar, bahçeye atılan masalar ve saatler süren akşam yemekleri, babanın eşini ve evlatlarını masa etrafında bir arada görmenin gururuyla ışıldayan gözleri, annenin koruk suyu ile lezzetlendirilmiş salataları, kardeşle gece yarılarına dek oynanan oyunlar, yıldızların altında toprağa boylu boyunca uzanarak kurulan hayallere eşlik eden sigaralar, yakın arkadaşlarla parkta buluşmalar ve saatlere sığdırılamayan sohbetler, veresiye alınan gazozlar, pide kuyruğunda geçirilen dakikalar memleketimde kaldı.
Babaannemin masalları, bahçesinde rengarenk küpe çiçekleri ve ortancaları, kapı önü yayılan akşam sefaları, penceresine dizili hercai menekşeleri; memleketimde, Çınarlıkapı'nın daracık sokaklarında kaldı.
Anne kokusu, kardeş kokusu, baba kokusu... acısıyla-tatlısıyla tükettiğim hayatımın otuz yılı memleketimde kaldı.
Bugün; On dört Ekim/İki bin on iki/Pazar.
Yüreğimde yine kor gibi yanan memleket özlemim var.
Cok etkilendim! Bazi zamanlar ki allahtan sadece bazi zamanlar bende bole film gibi yasiyorum ozlediklerimi ve burnunun diregi sizlamak ne demek anliyorum.
YanıtlaSilKeşke hiç sızlamasa :(
SilAma Ella, hüzün yaptım şimdi, kıyamam sana...
YanıtlaSilİçim acıyor ablacım :(
SilOyle iyi anliyorum ki... Biliyorsun. Bizi bizden iyi kim anlasin.
YanıtlaSilGel bir sarilayim bir sure beraber huzunlenelim hatta aglayalim da biraz sonra bir yandan yanaklarimizdaki yaslari siler bir yandan birbirimizi teselli eder guleriz bile. Hep oyle yapmiyor muyuz? Biz en cok guldugumuz anda bile bir parca huznu kalbimizde tasimiyor muyuz? Gel sarilalim Ella hatta sen cayi da koy ben geliyorum yanina. Kiyamam...
Hadi, koydum çay suyunu gel, sarılalım doyasıya Gülçin'cim :(
SilBen başladım ağlamaya, sen bana yetişirsin...
Canım Ella, son bitirdiğim kitabın kahramanı Aziz Bey, memleket toprağına ayağına bastığında-şükür dedi, ölüyorum dediğimde ne dediğimi anlayacak insanlar arasındayım.
YanıtlaSilAma sevdiğinin yanı memleket gibi, bi rüzgar esmiş sana bugün özlemden yana... Gelirsin nasılsa yeterki sağlık, güzellik olsun sevdiklerimizden biri dahi yanımızda olsun...
Çook öptüm seni İstanbul kokulu, Boğaz kokulu...
Gelirim nasılsa bir gün...
SilBugüne dek bu idi beni ayakta tutan ablacım.
Hatta bir kaç ay önce iş bakmaya bile başlamıştım.
Sevdiceğim aniden yüksek lisans yapmaya karar verdi, şirketi de aslansın-kaplansın dedi; benim umutlarım 6 yıl daha ertelendi :(
Öp beni ablacım ama İstanbul kokmasın ne olur... Boğaz hiç kokmasın.
Gözlerimin önüne geldikçe canım acıyor :(((
YanıtlaSilOff canım ya, ne söylenir nasıl teselli edilir ki; memleket hasreti, aile özlemi çeken insan...
Daha önce de okudum yazını, içim ezildi birşey yazamadan çıktım.
Umarım bunca özleme değer; elde ettiklerin,edeceklerin.
Sevgiler
Bilmiyorum Çınar ablacım :(
SilDeğer mi? Değecek mi?
Ama gün be gün içimde bi'şeyler kırılıyor-eziliyor.
Hayallerim ölüyor :(
Benide duygulandirdin ve aglattin simdi :( Bende o kadar cok ozluyorum ki hele su siralar. Daha 2 hafta once dondum Istanbul'dan ve 2 haftadir hergun yukarida bahsettigin seylerin bircogunu dusunup gozlerimin dolmamasina engel olamiyorum, icim aciyor resmen. Malesef sirf birkac haftaligina gitmekte yetmiyor artik bana, evet gidiyorum diye seviniyorum ama sayili gun akip gidecek ve aslinda hic bitmemis olan ozlem yine ozlem baslayacak. Insanin memleketinden ayri kalmasi, kalmak durumunda olmasi apayri bir duygu, cok zor. (ve bunu 12 yasindan beri Amerika'da yasamis, su an 27 yasinda olan biri soyluyor) Ben Turkiye'den hic kopamadim...canim memleketim benim!
YanıtlaSilEbru,
Silsen ağladın da, ben ağlamadım mı?
Her konuşmamızda-görüşmemizde annemlerle 'mutlu ve hiç özlemiyor' rolü yapmaktan yorgunum.
Sanıyorlar ki, burada yaşadığım hayat orada bıraktıklarımı özlememe engel olacak kadar muhteşem!
Ama değil, oradaki hiç bir şeyin keyfi burada yok, içtiğim çayın bile.
Çok hüzünlüyüm bugünlerde, çok :(
kuzum hic bitmeyecek mi bizim bu ozlemimiz :(
YanıtlaSilbu arada yazdiklarini okurken ozledigi memleket mi yoksa cocuklugu mu diye gecti aklimdan ;)
Sanırım her ikisini de özledim :'(
SilBitmeyecek bizim bu özlemimiz.
Dünyayı gezeceğiz, onlarca farklı kültürü öğreneceğiz ama memleketimize olan özlemimizi hiç bir yer-hiç bir cennetten köşe dindiremeyecek işte.
Özlem çok zor..zaman çabucak geçsin de kavuş sevdiklerine inşllah ,)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilÖzlem çok zor... çok ağır.
Yazın beni çok duygulandırdı, yüreğinin acıdığını hissettim. Senin gibi değil ama bende yıllardır yaşadığı yerden uzakta, yaşamaya başlamış biriyim. Ne kadar "ben Ankara"yı seviyorum desem de, öyle zamanlar oluyor ki, hiçbir şey tanıdık ya da yakın gelmediği gibi çok uzak da geliyor. Sabır diyorum sana sabır, bir gün memleketine döneceğin umuduyla
YanıtlaSilŞu kısacık yorumunla beni anladığını hissettirdin ya... teşekkür ederim :)
YanıtlaSil