Gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş...


Çok sustum, çok biriktirdim...
Sustuklarımı kusma vakti geldi.

"Bu fotoğrafı 2 Şubat sabahı çektin.

Biraz geç uyanmıştın o gün... pencereden baktığında lapa lapa kar yağdığını görüp gülümsemiştin.
İzinliydin, evdeydin. Üstelik önceden yapmayı planladığın hiçbi' işin de yoktu; keyiflendin.
Elini yüzünü yıkadın, dişlerini ve saçlarını fırçaladın her sabah ilk iş yaptığın gibi... Yüzünü kremlerken nihayet tam olarak uyandığını fark ettin.
Aynadaki halinin çok güzel göründüğünü düşündün yine. Gün geçtikçe kendini daha bi' beğenir oldun. Sebebini bilmiyorsun ama aynada gördüğün kadının günden güne güzelleşmesini izlemek hoşuna gidiyor; bu durumdan son derece memnunsun. 
Bi' kupa kahve hazırlayıp Arka Kapak'ın ilk iki sayısına göz atmaya, sonra da "Şaman Gözü" isimli kitabı bitirmeye karar verdin.
Kar enfes güzellikte yağıyordu, pencereden bakarken gözünün görebildiği alanda karın yağışı dışında tek bi' hareketlilik yoktu...
Sessizlikti o zaman dilimine tam anlamıyla hakim olan şey...
Huzur...
Huzurun damarlarında ilerlediğini hissettin sanki, tüylerin ürperdi. "Huzur aslında mutluluk mu?" diye mırıldandın. Oysa bu sorunun cevabını biliyordun ki, cevabı bilinen soruları duymayı hiç sevmezsin. Dudakların sol kenarı üste doğru alaycı şekilde kıvrılırken bi' parça acıdın kendine. Huzurlu hissetmenin mutlu olmak anlamına gelmediğini, aksine, huzurun mutsuzluk için mükemmel bi' kılıf olduğunu, salt huzurun seni mutsuzluktan öleceğin ana dek uyuşmuş halde hareketsiz tutacağını çok iyi biliyordun. O günden mutlu bi' an çalmıştın sadece, huzurla karıştırılamayacak kadar net bi' mutluluk idi hissettiğin.
Karanlık çökene dek tüm zamanını mutfakta geçirdin; yedin, içtin, sık sık karın yağışını seyrettin, gökyüzünün mavisi solgun bulanık rengine daldın gittin ve de okudun.
Bi' kaç kez elin telefonuna uzandı çünkü dergide gördüğün kitapları araştırmak istedin. O arada da bu fotoğrafı paylaştın Instagram hesabından.
Fotoğrafa bırakılan birkaç yorumu karşılıksız bırakmadın, hatta kuzeninin "yeni gelin perdesi" esprisine "sunumsuz yakalanmak" ile cevap verirken kahkaha bile attın.
Gittikçe güçlenen karanlığa inat daha güçlü ışıldamaya başlıyordu sokak lambaları... Kar yağışı o sokak lambalarının ışığı altında gerçekliğini yitiriyordu sanki, masal gibi...

Bu güzel günü yaşayan sendin; sakın unutma!"

Görsel: Sahibinin sesi - Sittirella marka

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...