İçim karardı dedim ya...
Bi' arkadaşım geldi Danimarka'dan, yıllık iznini kullanıyor. Bir program yapıp sıkça buluşmaya karar verdik. Buraya kadar her şey güzeldi.
Ertesi sabah tatil olmasına rağmen saat 08:30 da gelen bir aramayla yataktan fırladım. Efendim benim bu zeka küpü arkadaşım bi' plan yapmış. Hep beraber Hitler'in karargahına gidecekmişiz !!! Tarihi anlamak için görmek gerekirmiş, bugüne dek fırsatı olmamış, ne kadar cici fikirmiş, hem bol bol fotoğraf çekecekmişiz hem de pikniğe vs.. gitmekten daha zevkliymiş. Neden olmasın...peki dedim. 1 saat sonra hazır kapıda bekliyor idim.
Uyku sersemi ne giydim ne yedim hatırlamıyorum desem yalan olmaz. Bindik arabaya hava kapalı, biraz soğuk yolculuğumuz başladı. Yaklaşık 45 dakika sonra Hitler'in karargahındaydık. Fotoğraflarla birlikte öğrendiklerimi paylaşmaya başlayayım.
Karargahın güya şeması bu ↓
Maketi ise bu ↓
Şimdi Hitler efendi dahiyane fikirlerine bi' yenisini daha eklemiş o zamanlar: Rusya'yı ele geçirmek! Ve görecek olduğunuz karargahı Rusya sınırına yakın fakat çok sık ağaçlarla kaplı bir ormanlık alanda sağlanabilecek en yüksek kamuflaj ve sağlamlıkta inşaa ettirmiş. Öyle bir kamuflaj yaptırmış ki, binaların üstünde gerçek ağaçlar. Binaların dışı tamamen yeşillikler-yosunlar kaplı ve dışardan bakıldığında orada bi' yerleşimin olduğunu anlamak neredeyse imkansız. Bunu da geçtim, tek bi' binada kullanılan demir-çimento oranıyla Dubai'de çok rahat gökdelen yapılır. Karargah tonlarca, yüz tonlarca patlayıcı ile yıkıldıktan onlarca yıl sonra çıplak gözle görülenler - nasıl bir vahşet yaşandı burada- sorusunu sorduruyor insana. Abartıyorsun diyenler buradan buyursunlar ;
İnsanların tutsak edildikleri, ölümü bekledikleri nefes almanın imkansız olduğu odaları-hücreleri... yazamayacağım.
Bunları yapanların ''insan'' olarak isimlendirilmesi midemi bulandırıyor. Utanıyorum. İçim acıdı, bu dünyanın adaletinin olmadığını bir kez daha hatırladım.
Daha fazla yazamayacağım. Fotoğraflara bakıp az çok anlayabilirsiniz yaşanılanları. Sadece şunu söylemek istiyorum. Milyonlarca sivrisinek vardı. Tamam, ormandır, topraktır... çamurdur bi' yere kadar. Sanki binlerce, on binlerce, yüz binlerce katledilmiş insanın ruhu sivrisineklerde yaşıyormuş ve nefes alan her şeye saldırıyorlarmış gibi hissetmemek elde değildi.
Ne demiştim; İçim karardı...
Bi' arkadaşım geldi Danimarka'dan, yıllık iznini kullanıyor. Bir program yapıp sıkça buluşmaya karar verdik. Buraya kadar her şey güzeldi.
Ertesi sabah tatil olmasına rağmen saat 08:30 da gelen bir aramayla yataktan fırladım. Efendim benim bu zeka küpü arkadaşım bi' plan yapmış. Hep beraber Hitler'in karargahına gidecekmişiz !!! Tarihi anlamak için görmek gerekirmiş, bugüne dek fırsatı olmamış, ne kadar cici fikirmiş, hem bol bol fotoğraf çekecekmişiz hem de pikniğe vs.. gitmekten daha zevkliymiş. Neden olmasın...peki dedim. 1 saat sonra hazır kapıda bekliyor idim.
Uyku sersemi ne giydim ne yedim hatırlamıyorum desem yalan olmaz. Bindik arabaya hava kapalı, biraz soğuk yolculuğumuz başladı. Yaklaşık 45 dakika sonra Hitler'in karargahındaydık. Fotoğraflarla birlikte öğrendiklerimi paylaşmaya başlayayım.
Karargahın güya şeması bu ↓
Maketi ise bu ↓
Şimdi Hitler efendi dahiyane fikirlerine bi' yenisini daha eklemiş o zamanlar: Rusya'yı ele geçirmek! Ve görecek olduğunuz karargahı Rusya sınırına yakın fakat çok sık ağaçlarla kaplı bir ormanlık alanda sağlanabilecek en yüksek kamuflaj ve sağlamlıkta inşaa ettirmiş. Öyle bir kamuflaj yaptırmış ki, binaların üstünde gerçek ağaçlar. Binaların dışı tamamen yeşillikler-yosunlar kaplı ve dışardan bakıldığında orada bi' yerleşimin olduğunu anlamak neredeyse imkansız. Bunu da geçtim, tek bi' binada kullanılan demir-çimento oranıyla Dubai'de çok rahat gökdelen yapılır. Karargah tonlarca, yüz tonlarca patlayıcı ile yıkıldıktan onlarca yıl sonra çıplak gözle görülenler - nasıl bir vahşet yaşandı burada- sorusunu sorduruyor insana. Abartıyorsun diyenler buradan buyursunlar ;
İnsanların tutsak edildikleri, ölümü bekledikleri nefes almanın imkansız olduğu odaları-hücreleri... yazamayacağım.
Bunları yapanların ''insan'' olarak isimlendirilmesi midemi bulandırıyor. Utanıyorum. İçim acıdı, bu dünyanın adaletinin olmadığını bir kez daha hatırladım.
Daha fazla yazamayacağım. Fotoğraflara bakıp az çok anlayabilirsiniz yaşanılanları. Sadece şunu söylemek istiyorum. Milyonlarca sivrisinek vardı. Tamam, ormandır, topraktır... çamurdur bi' yere kadar. Sanki binlerce, on binlerce, yüz binlerce katledilmiş insanın ruhu sivrisineklerde yaşıyormuş ve nefes alan her şeye saldırıyorlarmış gibi hissetmemek elde değildi.
Ne demiştim; İçim karardı...
Yeter.
Görsel: Sahibinin sesi - Sittirella marka
Görsel: Sahibinin sesi - Sittirella marka
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.