''Bir gideyim Türkiye'ye, midye tepsisi kapatacağım!'' diyordum :)
Çok severim midye dolmayı. Her gün bir öğün yesem bıkmam sanırım.
Bu sebeple, Nihan'cığım ''İstediğin bir şey var mı kuzum?'' diye sorduğunda, tüm yüzsüzlüğümü takınıp ''Midyeeeee! Sadece midye dolma istiyorum!'' demiştim, almış kuzum! :)
Sadece midye alsa yine iyi, kendi elleriyle kısır yapmış, börekler hazırlamış... eve girdiğimizde yaklaşık on dakika içinde şöyle bir masa balkonda beni bekliyordu:
Ev yapımı mis gibi çilek reçeline mi saldırayım, ''ye beni!'' diye göz atan kısıra mı?
Yoksa, ağızda çıtır çıtır dağılan böreğe mi?
Hangisinden yiyeceğimi şaşırdım :)
Nihan hala ''Pek bir şey yapamadım ama'' diye söyleniyordu; hiç takmadım kendisini çok afedersiniz :) Yapamamışmış da, mışmış... daha n'olcekti? :)
Bu masadan sonra şöyle bir güzellik de yaptı sağolsun:
Yalnız, fotoğrafı çekerken, sağ taraftaki şekerliğin üzerinde ibiş gibi çıkmışım/çıkmışız :)
Az kamuflaj neyin, hallettim azıcık :)
Kavun mis gibi kokuyordu, kirazlar-kayısı; bal! :)
Bir de bu meyvelerden sonra çay keyfi yaptık ki, siz deyin saat 02:00, ben diyyeim 03:00'e dek oturduk.
Çok güzeldi.
Yalnız bir şeyi fark ettim; zaman kısıtlı olunca, konuşmak istediklerinin yüzde onunu bile konuşamıyorsun, duymak istediklerinin yüzde onunu bile duyamıyorsun ve bu dokunuyor insana :/
Keşke bir günüm daha olsaydı Nihan'cığımla geçirecek...
Az sohbet ettik, az ortak tanıdığımız blogger arkadaşlarımızın başarılarından gururlandık :)
Nihan yaramazlık yapıp Instagram'da beni deşifre etti azıcık; güldük :)
Kızlara ''slm, nbr kzlr?'' dedik kısaca :)
Lou'muz ''ağlayacam şimdi!'' gibilerinden bir yorum bırakınca fotoğrafımıza; hemen aradık!
Kuzumuz o bizim :)
Az güldük, az hüzünlendik... dakikalar su gibi geçti gitti.
Yorgundum-yordum, yine de geç yattık.
Sabah kalktığımda, beni böyle bir kahvaltı masası bekliyordu:
Ve bu kahvaltı masasını şenlendiren yakışıklı prensim! :)
(Kaplanım demek daha mı uygun oluyor bu durumda?)
Her güzel şeyin sonunun geldiği gerçeği burada da kendini gösterdi :/
Gider ayak bir kaç kare fotoğraf aldım Nihan'ın küçük krallığından.
Mesela; Wall-E ile Minnak Melek'in imkansız/bir garip aşklarını kareleyebildim :)
Arka planda OİP sanki bana el sallıyordu, ona da kocaman gülümsedim :)
Nihan'ın ''New York'' sevgisi tarafımdan test edildi-onaylandı :)
Nihan'ın, her bakışımda yüzüme gülümseme yerleştiren, kitapta ''minnak'' olarak tarif ettiği ama kalbimde dev gibi yeri olan Bızt!'ının şu halini kareledim.
Bitmişti işte.
Biz, her şeyi on beş saat gibi bir süreye sığdırmaya çalıştık; sığmadı.
Yine buluşacağız, yine görüşeceğiz!
Değil mi canım benim? :)
O güzel gece ve sabah için çok ama çok teşekkür ederim! :)
(Kahramanımız Sittirella, yeni maceralara yelken açıyordu...)
...devam edecek...
Görsel: Sahibinin sesi, Sittirella marka