İthaki Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İthaki Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hayalperest / The Dreamer


Yazar: Pam Muñoz Ryan &  Peter Sís (Illustrator)
Çeviri: Özlem Sığırtmaç
Orijinal Dili: İngilizce
Basım Yılı: 2010 / Türkçe İlk Baskı: 2011
Yayınevi: İthaki Yayınları

Kitap kapağı muhteşem, içindeki illüstrasyonlar muhteşem, kahramanımız Neftali daha da muhteşem :)
Ben çok sevdim. Hatta öyle çok sevdim ki, numaralanmış 371 sayfaya sahip kitabı gece 02:00 civarlarında okumaya başlayıp, sabah uyanır uyanmaz elime alarak daha öğle vakti gelmeden bitirdim :)
Çocuk kitaplarını çok seviyorum.
Adı ''çocuk kitabı'' olup büyümeyen çocuklara yazılmış hazine kitapları daha çok seviyorum.
Kitaplığımda olmasından mutluluk duyduğum bi' kitap oldu bu, dilerim siz de seversiniz.

Arka Kapak Yazısı:
''Dünyaların en büyüğünde, gemilerin en küçüğünü hangi macera bekler?''


Altını Çizdiğim Cümleler:
''ETRAFINIZA BİR BAKIN.
SİZİN İÇİN YALNIZCA BİR TEHLİKE
VAR BURADA...''

Pablo Neruda''

''Neftali Reyes, sırtını yastıklara dayayarak yatağında oturmuş, önündeki ödevine bakıyordu. Öğretmeni, buna basit toplama diyordu; ama Neftali için hiçbir zaman basit değildi. Sayıların birdenbire kaybolmasını nasıl da isterdi! Gözlerini sımsıkı kapatıp açtı.
İkiler ve üçler sayfadan kalmaya başladılar ve onlara katılmaları için diğerlerine işaret ettiler. Beşler ve yediler yukarı fırladılar ve epey dürtüklendikten sonra dörtler, birler ve altılar da nihayet hareketlendiler. Ama dokuzlar ve sıfırlar yerlerinden kıpırdamıyorlardı, bu yüzden diğerleri onları bıraktı. Küçük şekiller, el ele tutuşarak uzun bir sıra oluşturup odanın içinde uçtular ve pencere pervazındaki bir çatlaktan dışarı kaçtılar. Neftali kitabını kapayarak gülümsedi.
Sayfada sadece tembelce yayılan sıfırlar ve dokuzlar kalmışken, kimse ödevini tamamlamasını bekleyemezdi.''

''Neftali, Tamamlanmamış bir merdiven hangi gizemli ülkeye uzanır?''

''Mapuçeler hakkında son durum nedir?'' diye sordu tüccar.
''Onları bölgeden çıkarmaya çalışıyoruz,'' dedi bir dükkancı. ''Ama çoğu bizi dinlemiyor. Bu bölgeyi geliştirip Temuco'da güzel bir toplum hayatı oluşturmak isteyen bizler için zor zamanlar bunlar.''
Orlando Dayı boğazını temizledi. ''Mapuçe halkı yüzyıllardır bu bölgede yaşıyor. Neden anayurtlarını terketsinler?'' Gözlerinde haklılığını savunmaya hazır bir kararlılık ateşi vardı.
Neftali, dayısının neyin doğru ve neyin yanlış olduğu hakkındaki düşüncelerini hiç çekinmeden söylemesine gıpta ediyordu. Neftali'nin de aynısını yapabilecek kadar kendine güveni olacak mıydı bir gün?''

''Kesinlikle hayır,'' dedi babası. ''Onun daha büyük planları var. Bir doktor veya dişçi olacak.''
Neftali başını kaldırıp babasına baktı. Doktor veya dişçi? Neftali, ne olacağını daha kendisi bilmiyorken babası nasıl biliyordu?''

''Muazzam renklerin ve uzaklardaki ufuk çizgisinin yumuşak kıvrımının yarattığı manzara Neftali'nin nefesini kesmişti. Kayalıklara çarpan beyaz köpüklü dalgaların yüksekliğini, koyu renkli kumu ve balıkla tuz fısıldayan havayı hiç hayal etmemişti. Kendini küçük ve önemsiz ama aynı zamanda çok büyük bir şeyin parçasıymış gibi hissederek büyülenmiş bir şekilde durdu.''

''Bir sığınağın ve bir hapishanenin duvarları hangi malzemeden yapılmıştır?''

''Mamadre kolunu Neftali'nin omuzlarına doladı. ''Dıştaki yaralar aldatıcıdır. Belki acısı başka bir şeyden kaynaklanıyordu. Bir kuğunun başka kuğulara ihtiyacı var, tıpkı insanların başka insanlara ihtiyacı olduğu gibi.''

''Ama Neftali onu bırakmaya hazır değildi. Bir dakikaya daha ihtiyacı vardı. Kulağına fısıldadı: ''Söyledikleri şey doğru değil.''
''Doğru olmayan ne oğlum?''
Gözünden bir damla yaş süzüldü. ''Kuğular ölürken şarkı söylemiyorlar.''

''Orlando Dayı sırtını dikleştirdi. ''Neftali, her zaman yapılabilecek bir şeyler vardır. Şimdilik teslim olmuş görüneceğim. Ama asla gerçekten boyun eğdiremezler. Bekleyeceğim. Ve sonra en baştan başlayacağım.''

UTANGAÇLIK
Ben kendim, pek farkında değildim, var olduğumun,
var olabileceğimin ve varlığımı sürdürebileceğimin.
Korktum bundan ve hayatın kendisinden.
Görülmek istemedim.
Varlığımın bilinmesini istemedim.
Solgun, zayıf ve dalgın oldum.
Konuşmak istemedim ki kimse
sesimi tanımasın, görmek istemedim ki
kimse beni görmesin.
Yürürken kendimi duvara yapıştırdım
sessizce uzaklaşan bir gölge gibi...

Keyifli okumalar :)

Görsel: Sahibinin sesi-Sittirella Marka

Yıldız Tozu / Stardust


Yazar: Neil Gaiman
Çeviri: Berat Çelik
Orijinal Dili: İngilizce
Basım Yılı: 1999 / Türkçe İlk Baskı: 2000
Yayınevi: İthaki Yayınları

Büyüklere peri masalı.
Perili Ülke'de yaşanan şahane bir peri masalı.
Çok fazla cümlenin altını çizdim fakat kitabı okumamış veya filmi izlememiş olanların olayların akışını görmemesi için burada paylaşmayacağım.
Kitap, gelmiş geçmiş en iyi kitaplar arasında -benim için- yer almamasına rağmen, kitabın adı kesinlikle öyledir.
Stardust; bu kadar vurucu-büyülü bir kelime kolay kolay kitap adı olarak bulunamaz-konulamaz gibi gelmiştir hep bana.

Arka Kapak Yazısı:
"Mucizelerle dolu bir hikaye... Gaiman yeni gelenekte bir peri masalı ortaya çıkarmak için son derece zengin bir dil, doğal bir bilgelik, iyi bir mizah ve biraz da karanlık kullanıyor."
Publishers Weekly

Kadim İngiltere'nin huzurlu tarlaları ve çayırlarında, bir granit çıkıntısının üzerinde 600 yıldır duran küçük bir köy vardır. Hemen doğuda köye ismini veren upuzun bir taş duvar yükselir. İşte burada, Duvar Köyü'nde, genç Tristran Thorn kalbini, akıllara zarar veren güzellikteki Victoria Forester'a kaptırır. Ve işte burada, yepyeni bir Ekim arifesinde, Tristran aşkına bir söz verir - bu öyle hızlı edilmiş bir yemindir ki, onu duvardaki tek gedikten dışarı, çayırların ötesine ve hayatının en heyecanlı macerasına yollayacaktır.

"Gaiman hikaye dünyasının zengin bir kaynağı ve bizler her açıdan ona sahip olduğumuz için şanslıyız."
Stephen King

"Yetişkinler için aşk, tehlike, arkadaşlık, büyü ve macerayla dolu bir peri masalı. Nüktedanlık ve zeki bir üslupla bezeli bu kısa roman insanda çok güzel bir memnuniyet yaratıyor." 
Detroit Free Press''


Altını Çizdiğim Cümleler:
''Sonsuza kadar değil,'' diyerek perili ülkeden gelen kız gülümsedi. ''Ayın kızını yitirdiği gün, eğer iki pazartesinin bir araya geldiği bir haftada gerçekleşirse bu, özgürlüğümü kazanacağım.''

''Pek azımız bugün yıldızları ahalinin onları gördüğü şekilde görmüştür -şehirlerimiz ve kasabalarımız gecenin içine çok fazla ışık yollarlar- oysa Duvar köyünden bakıldığında, yıldızlar dünyalar ya da düşünceler gibi ortaya serilmişti, bir ormandaki ağaçlar ya da bir ağaçtaki yapraklar kadar sayısızdılar.''

''Perili Ülke'nin büyüklüğü nedir? gibi bir soru basit bir yanıta olanak tanımaz.
Perili Ülke, ne de olsa, tek bir ülke, tek bir prenslik ya da dominyon değildir. Perili Ülke'ye ait haritalar güvenilir değildir ve onlara bel bağlamak mümkün olmayabilir.
İngiltere'nin kral ve kraliçelerinden konuştuğumuz gibi söz ederiz Perili Ülke'nin kral ve kraliçelerinden. Gelgelelim, Perili Ülke İngiltere'den büyüktür, dünyadan da büyük olduğu gibi (zira, zamanın başlangıcından beri, kaşiflerin ve gözüpek kimselerin yola düşüp var olmadığını kanıtlamasıyla haritayı terketmeye zorlanmış olan her toprak Perili Ülke'ye sığınmıştı; dolayısıyla şimdi, onun üzerine yazmaya başladığımız sırada burası, her çeşit kır manzarasını ve özel amaçlı araziyi kapsayan, son derece büyük bir araziydi). Burada, gerçekten de Ejderhalar vardır. Aynı zamanda kartal başlı, kanatlı aslanlar, kanatlı ejderler, hipogrifler...Şahmaranlar ve çok başlı yılanlar da...''

''Kesinlikle son derece alışılmadık bir tat.''
''Öyledir, Yalnızca Garamond'ta, uçsuz bucaksız bir gölün ortasındaki bir adada yetişen bir ottur. Her türlü et ve balıkla birlikte pek hoştur, dahası lezzet bakımından bana, küçük bir hindistancevizi ağacından ancak dolaylı bir izle birlikte, rezene yapraklarını bir parça hatırlatıyor. Çiçekleri turuncunun pek çekici bir tonundadır. Bağırsak gazına ve sıtmaya iyi gelir ve ek olarak, onu tadan kişinin bir kaç saat boyunca sadece gerçeği konuşmasına yol açmak gibi garip bir özelliği bulunan hafif bir uyku getiricidir.''

''Sahip olmak zor değildir bir şeye. Ya da her şeye. Sadece onun sana ait olduğunu bilmen ve sonrasında onu kendi haline bırakmaya razı olman gerekir. Pan bu şekilde sahiptir ormana.''

''Dünyanın dört bir yanına yukarıdan bakarken, kendini o anda olduğu kadar canlı hissettiğini hatırlamıyordu hiç. Gökyüzünde bir gökyüzülük ve dünyada bir şimdilik vardı, önceden asla görmemiş ya da hissetmemiş veya farkına varmamış olduğu.
Her nasılsa sorunlarının üzerinde olduğunu kavrıyordu, tıpkı dünyanın üzerinde olduğu gibi.''

''Sen ilk olabilirsin,'' dedi ona. ''İnanman gerek. Yoksa asla gerçek olmaz.''


Keyifli okumalar :)

Görsel: Google Images / ithaki.com.tr
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...