Arabın derdi kırmızı pabuç

Bazen aklıma bi' soru takılır.
Bulamazsam cevabı, deliririm! :) 
Kaç kez bi' şeyi öğrenmek, hatırlamak için gecenin bi'yarısı kardeşimi arayıp sorduğumu hatırlamıyorum bile.
Allahtan şimdi internet var :) 
Google amca sağolsun :)


Geçen gün bi' arkadaşımla sohbet ediyoruz, sohbetin bi' yerinde '' Arabın derdi kırmızı pabuç'' deyişi geçti. 
O an ampul yandı. Hep kullanırız bu deyişi, anlamını da biliriz. Ama o ana dek bi' kez bile bu deyişin nereden geldiğini düşünmemiş, merak etmemişimdir. O an ettim işte :)
Eve gelir gelmez açtım bilgisayarımı, oturdum karşısına. Yazdım Google'a bu deyişi ve cevap karşımdaydı :) 
Okudum, gülümsedim.. . sonra kahkahalar atmaya başladım.
Önce bu deyişin hikayesini kopyalayıp yapıştırayım;

18. yüzyılda II. Osman ve III. Mustafa devirlerinin sadrazamı olan ve şair Fitnat Hanımla aralarında âşk hikâyeleri bulunan şair Koca Ragıp Paşa, bir gece konağının kütüphanesinde devlet işleri üzerinde çalışırken çok yorulmuş. Bir aralık kapı açılmış, içeriye arap dadı girmiş;

— Bâşâ afandi hazretleri, demiş. Biz yarın kuşuk hanım afandi ile Göksu’ya gideceğiz. Acaba bendeniz pembe maşlahı mı giysem, yoksa filiziyi mi? Hanim afandilerle bahse tutuştuk, acaba bana hangisi daha çok yakışır?

Paşa lâ havle çekerek pembeleri önermiş. Dadı;
— Öyle ise yarın sabah bir çift kırmızı pabuç isterim. 
demez mi? 

Arap dadı çıkınca paşa ellerini kaldırıp Allah’a yalvarmış:
— Yarabbi, şu arabın aklını bana bir gecelik emanet ver de rahat bir uyku uyuyayım. Benim derdim devleti ayakta tutmak, ''ARABIN DERDİ KIRMIZI PABUÇ''

Kahkahalar atarken anladım ki;
Kadın her devirde kadın :)

Görsel: Google Images
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

...yavrum seni layk ettim...